hedef DMD'ye hoş geldiniz

“Bu websitesi Duchenne Musküler Distrofi (DMD) hakkında toplumsal düzeyde farkındalığı arttırmak, hekimler arasında hastalığın daha kolay tanınabilmesini sağlamak ve bu şekilde ülkemizde DMD tedavi ve izlemini iyileştirmeyi amaçlamaktadır. “

Prof. Dr. Haluk Topaloğlu

hedef DMD'ye hoş geldiniz

“Bu websitesi Duchenne Musküler Distrofi (DMD) hakkında toplumsal düzeyde farkındalığı arttırmak, hekimler arasında hastalığın daha kolay tanınabilmesini sağlamak ve bu şekilde ülkemizde DMD tedavi ve izlemini iyileştirmeyi amaçlamaktadır. “

Prof. Dr. Haluk Topaloğlu

DMD alanında çalışan uzman akademisyen hekimler üst menüdeki Portal sekmesine tıklayarak güncel literatür hakkında katkı yapabilir ve site içeriğimizin güncellenmesine katkıda bulunabilirler.

Duchenne Musküler Distrofi (DMD) Konuşuyoruz

Tüm dünyada Eylül ayı, “Duchenne Musküler Distrofi (DMD) Farkındalık Ayı” olarak hastalık hakkındaki bilgi düzeyini arttırmaya yönelik çeşitli etkinliklere sahne olmakta.

Biz de Eylül ayı boyunca toplumda DMD bilgi düzeyini arttırmak amacıyla çeşitli etkinlikler planladık.

Hedef DMD

DMD Nedir?

Duchenne Musküler Distrofi (DMD), ilerleyici kas kaybı ve güçsüzlüğe yol açan, en sık görülen genetik kas hastalığıdır. Bu hastalık, başlıca erkeklerde görülür. Semptomlar, genellikle 2-3 yaşlarında ortaya çıkar; geç yürüme, koşmada ya da merdiven inip çıkmada güçlük gibi belirtilerle kendini gösterir. DMD, vücutta iskelet kaslarının yanı sıra başka sistemleri de etkileyebildiğinden, hastaların birden çok uzmanlık alanı tarafından izlenmesi gerekmektedir.

DMD'nin sebebi

Duchenne Musküler Distrofi (DMD), X kromozomu üzerinde bulunan distrofin genindeki mutasyonlar sonucu ortaya çıkan ilerleyici bir kas hastalığıdır. Bu mutasyonlar, kas hücre zarının yapısal bütünlüğünü sağlayan distrofin proteininin eksikliğine neden olur. Distrofin eksikliği, kas hücrelerinde mekanik hasar, iskemik ve oksidatif stres, kalsiyum artışı ve mitokondriyal disfonksiyon gibi ciddi hücresel sorunlara neden olur. Bu süreç, kas dokusunda inflamasyon, dejenerasyon ve fibrozis ile sonuçlanır ve kas fonksiyonu giderek kaybolur.

Genlerimiz ve DMD

Duchenne Musküler Distrofi (DMD), X kromozomunda yer alan distrofin genindeki mutasyonlardan kaynaklanan ciddi bir genetik hastalıktır. DMD genindeki mutasyonların neler olduğunu, hastalığa olan etkilerini ve taşıyıcılık durumunu anlamak, hastalığın takibi ve yönetimi için önem taşımaktadır.

DMD'de Tanı

Duchenne Musküler Distrofi (DMD) şüphesi durumunda, kesin tanının konulması ve DNA’daki genetik değişimlerin tespiti yoluyla moleküler genetik tanının belirlenmesi büyük önem taşımaktadır. Yüksek kreatin kinaz (CK) seviyeleri, erken dönemde önemli bir biyokimyasal gösterge olup, DMD tanısında ilk adım olarak kanda (serumda) CK düzeyi ölçümü yapılmalıdır. DMD’ye neden olan DNA’daki değişimin (genetik mutasyon) saptanması şarttır. Genetik testler, tüm hastalara önerilmeli ve sonuçlar genetik danışmanlık eşliğinde dikkatlice değerlendirilmelidir. Erken tanı, hastalığın yönetimi, tedavi planının oluşturulması ve aile bireylerinin bilgilendirilmesi için kritik önem taşır.

DMD'de Klinik

Duchenne musküler distrofide (DMD) ilk klinik belirtiler genellikle erken çocukluk döneminde başlar. Sık görülen klinik belirti ve bulgular arasında yürümede gecikme, parmak uçlarına basarak yürüme, sık düşme, yerden kalkmada veya merdiven çıkmada zorlanma sayılabilir. Zaman içerisinde ilerleyici kuvvetsizlik sonucu 11-13 yaş civarında yürüme yetisinde kayıp, solunum ve kalp kaslarında etkilenmeye bağlı sorunlar ortaya çıkar.

Gökay 1

DMD'de Taşıyıcılık

DMD geni, X kromozomu üzerinde yer alır. Kadınlar iki kopya DMD genine sahipken, erkeklerde yalnızca bir kopya bulunur. Bir çalışan kopya ve bir patojenik varyant taşıyan kadınlar “taşıyıcı” olarak adlandırılır. Nadiren taşıyıcılarda da bulgu ve semptomlar ortaya çıkabilmektedir. DMD’li olguların yaklaşık %30’u, aileden miras alınmayan yeni (de novo) bir patojenik varyanta sahiptir. DMD’li erkek çocuk veya taşıyıcı bir kız çocuk sahibi olma riski taşıyan bireylerin genetik danışmanlık alması önerilir.

Hedef DMD

Sağlık çalışanları için

Bu bölüm sağlık çalışanları içindir

DMD Tanı ve Tedavi Kılavuzları

Duchenne musküler distrofi (DMD) ile yaşayan bireyler için en iyi bakım koşullarının sağlaması ile yaşam kalitelerinin ve yaşam sürelerinin belirgin ölçüde iyileştirebileceği iyi bilinmektedir. Bu amaçlarla hastaların tanı ve yönetimlerinde standardizasyonun sağlanabilmesi amacıyla DMD için uluslararası bakım kılavuzları oluşturulmuştur.

DMD Tanı ve Tedavi Kılavuzları’ hakkında daha detaylı bilgi edinmek için bağlantı linkini tıklayabilirsiniz.

DMD'de Steroidler

Duchenne Musküler Distrofi’de (DMD) steroid tedavisi, kas fonksiyonlarının kısmi olarak korunmasına katkı sağlar, bu sayede hastalar daha uzun süre bağımsız yürüyebilir ve motor fonksiyonların kaybı gecikirSteroid seçimi, ilaca ulaşılabilirliğe ve hastanın eşlik eden ek hastalıklarına göre yapılmalıdır. Steroidin 6 ile 18 ay kullanımından sonra ortaya çıkabilen ve en sık karşılaşılan yan etkiler kilo alımı ve aşırı kıllanmadırCiddi obezite ya da hayatı tehdit edici diğer yan etkiler oluşmadığı sürece, steroid tedavisine devam edilmelidir. Steroid tedavisine başlamadan önce, hastaların aşı takvimleri kontrol edilmelidir. Tedavi süresince, çocuğun kilo, boy ve genel sağlık durumu yakından izlenmelidir.

Duchenne Musküler Distrofi’de Steroidler/Steroidlerin Pratikte Kullanımı ve Yan Etkilerin İzlemi’ hakkında daha detaylı bilgi edinmek için bağlantı linkini tıklayabilirsiniz.

DMD'de steroidlerin kullanımı

Duchenne Musküler Distrofi’de (DMD) steroid tedavisi, kas fonksiyonlarının kısmi olarak korunmasına katkı sağlar, bu sayede hastalar daha uzun süre bağımsız yürüyebilir ve motor fonksiyonların kaybı gecikirSteroid seçimi, ilaca ulaşılabilirliğe ve hastanın eşlik eden ek hastalıklarına göre yapılmalıdır. Steroidin 6 ile 18 ay kullanımından sonra ortaya çıkabilen ve en sık karşılaşılan yan etkiler kilo alımı ve aşırı kıllanmadırCiddi obezite ya da hayatı tehdit edici diğer yan etkiler oluşmadığı sürece, steroid tedavisine devam edilmelidir. Steroid tedavisine başlamadan önce, hastaların aşı takvimleri kontrol edilmelidir. Tedavi süresince, çocuğun kilo, boy ve genel sağlık durumu yakından izlenmelidir.

Duchenne Musküler Distrofi’de Steroidler/Steroidlerin Pratikte Kullanımı ve Yan Etkilerin İzlemi’ hakkında daha detaylı bilgi edinmek için bağlantı linkini tıklayabilirsiniz.

DMD'de Genetik Tedaviler

Uzun yıllar boyunca, Duchenne musküler distrofide kortikosteroidler’ hastalığın ilerlemesini yavaşlatan tek tedavi seçeneği olmasına karşın, son yıllarda ‘ekzon-erken dur kodonu atlatma ve gen tedavisini’ içeren genetik temelli tedavi yaklaşımları alanında önemli onay ve gelişmeler olmuştur

‘Duchenne Musküler Distrofi’de Güncel Genetik Tedaviler’ hakkında daha detaylı bilgi edinmek için bağlantı linkini tıklayabilirsiniz.

Sıkça sorulan sorular

Duchenne Musküler Distrofi (DMD) erkek çocuklarda görülen ilerleyici bir kas hastalığıdır.

Evet, DMD genetik temelli bir hastalıktır. DMD geni X cinsiyet kromozomu üzerinde bulunur.

DMD’li çocukların yarısından çoğunda annenin X kromozomunda bir kırılma vardır ve oğluna aktarılır. Diğer yarısına yakın kısmında ise sadece o çocukta kırılma olmuştur, anne ya da babanın taşıyıcı olması söz konusu değildir.

Distrofinopatilerde genetik mutasyonların tipi genel olarak klinik bulgular için önemli bir belirleyicidir. DMD’nin hafif bir formu da vardır, buna Becker Musküler Distrofi (BMD) diyoruz. Burada etkilenmiş bireyler normalde DMD’nin yürümeyi bırakma yaşı olan 13’ten sonra da yıllar boyu bu yetilerini korurlar, ancak tabii hastalık mevcuttur.

DMD geni X kromozomu üzerinde yer almaktadır. Erkek çocuklarda, nadir kromozom hastalıkları dışında, kız çocuklardan farklı olarak sadece bir X kromozomu bulunur. Bu nedenle DMD, genel olarak erkek çocukları etkileyen bir hastalıktır. Genel olarak erkekler hastalanır, kadınlar taşıyabilirler.

Nadiren kız çocuklarında da değişken derecelerde klinik ya da laboratuvar belirtiler olabilir ama genelde kızların yakınması pek olmaz hatta çoğu zaman fark edilmez. Genel olarak taşıyıcılık saptanması sonrasında her 3-5 yılda bir kardiyoloji takipleri önerilmektedir.

DMD genetik bir hastalıktır. Toplumun her katmanında görülür, zira X kromozomu üzerinden geçiş söz konusudur. Sosyal çevre, eğitim durumu, ülke ya da coğrafya genel anlamda fark etmez. Örneğin İngiltere kraliçesi Victoria (1819-1901) yine X kromozomu üzerinden görülen bir hastalık olan Hemofili-A taşıyıcısı idi ve bu geni kuzeni olan Rus Romanovlar ailesine aktarmıştı.

Çocukların yarısına yakın bir kısmında aile öyküsü bulunmadan ortaya çıktığı için (gen çok büyük bu nedenle kırılmaya uygun) tam olarak önleyemeyiz. Ailevi durumlarda, örneğin bir erkek kardeş öyküsü var ya da dayı, büyükbabada hastalığın daha önce tanı almış olması gibi durumlarda genetik danışmanlık ve prenatal değerlendirme hastalığın önlenmesinde önem taşır.

Bu çocukların hemen hepsi geç yürürler, yani normalde 12-15 ayda yürümesi beklenen bir erkek çocuk 18 aylık ya da daha geç adım atmaya başlar, ancak sonunda yürümeyi başaracaktır. Bununla birlikte bazı çocuklar zamanında da yürümeye başlayabilir. Ardından merdiven çıkmada zorluk olduğu fark edilir ve sonra koşarken yaşıtlarından geri kalır. Bu çocukların yaklaşık yarısında konuşma da gecikmiştir.

DMD’li çocuklarda öğrenme güçlüğü, dikkat eksikliği gibi durumlar genel topluma oranla daha sık olarak görülmektedir. Bu durumların farkına varılması ve desteklenmesi gerekir.

İlerleyen yaşlarda kalp kasları, solunum kasları tutulumu ortaya çıkabilir, ancak erken dönemde önlemler alınabilir. Kalp dokusunu koruyucu ilaçlar, solunum egzersizleri yaklaşımlar elzemdir. Sindirim sisteminde görevli diğer bazı kaslar ve düz kasların tutulumu da gastro-özefagial reflü, kabızlık gibi bulgulara neden olabilir.

Geçmiş yıllarda her 3500 erkek doğumda bir bebek bu hastalıkla doğmakta iken, şimdi bu oran yaklaşık 5000 erkek doğumda bir doğuma kadar indi. Ülkeler arası hafif farklılıklar olabilir ama temelde 4600-5000 doğumda bir görüldüğünü söyleyebiliriz.

DMD hastalığını mevcut durumda ortadan tam anlamıyla kaldıran bir tedavi bulunmamaktadır, ancak başta steroidler olmak üzere bazı ilaçlar hastalığın seyrini ve ağırlığını değiştirebilmektedir. Bunun yanı sıra genetik temelli tedaviler ön planda olmak üzere birçok yeni ilaçla ilgili çalışmalar sürmektedir.

DMD hastalığında erken tanı hastalık seyrinde etkisi olabilecek her türlü fırsatı yakalayabilmek için önem taşımaktadır. Tedavi programının gecikmemesi, çocuğun aktiviteleri, spor dünyası, fizyoterapi, okulu ve dersleri, arkadaşları ve sosyal çevresi, yani bunların hepsi çok anlamlıdır. Ayrıca erken tanı ileride doğacak diğer kardeşlerin durumunu bize açıklar ve erken dönemde genetik danışmanlık alınabilmesini sağlar. Ailede taşıyıcılık durumlarının belirlenmesi de bu nedenlerle önem taşır.

DMD’li çocukları yarısı zihinsel sorunlar yaşayabilir. Başta öğrenme güçlüğü olmak üzere bu geniş bir yelpazedir. Durumu erken fark edip okul-öğretmen-arkadaşlar-sosyal çevre-ailenin diğer bireyleri-akrabalar ve komşular- herkesin birlikte olup destek olması önemlidir.

Erkek çocuğu DMD tanısı alan her annenin DMD genetik testi vermesi gerekir. Eğer genetik testte, taşıyıcılık pozitif olarak saptanırsa, bu kez eğer varsa kız çocukları ve bunun yanında annenin ailesinde bulunan tüm kız kardeşlerden başlamak üzere geniş bir aile taraması gerekir. Bazı durumlarda anne taşıyıcı olabilir, ama bunu alınan kanda göremeyiz, çünkü %7-12 olasılıkla taşıyıcılık sadece annenin yumurta hücrelerinde bulunur.

Genetik danışmanlık, prenatal tanı ve ileri gebelik yöntemleri ile bir anne taşıyıcı bile olsa sağlıklı erkek çocuk dünyaya getirebilir.